ORMAN
Ormanımız, korumuz,
Orman nefes borumuz.
Ormanı korumazsak,
Kötü olur sonumuz.
Orman yağmuru çeker,
Atmosferi temizler.
Onları korumazsak,
Gün gelir hepsi biter.
Erozyonu o önler,
Faydası yüzler, binler.
Eğer iyi bakmazsak,
Geri gelmez gidenler.
Yurdum vatan ormanla,
Yaşlanırlar zamanla.
Eğer yeni dikmezsek,
Tükenirler zamanla.
Yumuşatır kışları,
Barındırır kuşları.
Kuruları keseriz,
Koruyalım yaşları
ORMANI KORUYALIM
Ormanı koruyalım,
Boşa ziyan olmasın.
Hiç ateş yakmayalım,
Sonra yangın çıkmasın.
Yanarsa bir tek fidan,
Bu kayıptır vatana.
Sızlamaz mı hiç vicdan
Zarar verse ormana.
Ormanda ateş yanmaz,
Bir kıvılcıma bakar.
Buna ağaç dayanmaz,
Bütün ormanı yakar.
Toprakta karıncalar,
Kunduzlar kokarcalar.
Hiç biri kaçamazlar,
Hepsi birden yanarlar.
Ateş yakan görünce,
Hemen ikaz etmeli.
Tüten duman görünce,
Gidip haber vermeli
VATANINI SEVENLER
Keresteler ormandan,
Kâğıt yapılır ondan.
Kuruları keserler,
Fabrikaya verirler.
Hayvanların evidir,
Saklandığı yeridir.
Eğer olmazsa orman,
Nerde yaşardı hayvan.
Yaş kesen baş kesenmiş,
Sultan Fatih söylemiş.
Kim yaş ağaç keserse
Ahı çıkar bilirse
Yaş ağaç kesmeyelim,
Hatta bizde dikelim.
Birkaç fidan ormana,
Hizmet olsun vatana.
Ormanları kesmesi,
Tarla diye ekmesi.
Vatandan hırsızlıktır,
Ahlaksız, arsızlıktır.
YAŞLI MEŞE
Bir köylü sabah erken, ormana dalıverdi,
Yaşlı bir meşe vardı, adamı görüverdi.
Elinde balta ile, sordu; nereye böyle?
Gene can yakacaksın, utanma hadi söyle.
Neden ayıracaksın çocuklarımdan beni,
Kimse anlatmadı mı? uyarmadı mı seni?
Oduncu şaşkın şaşkın bakındı etrafına,
Dönüverdi o sesin geldiği tarafına.
Yaşlı meşe ağacı, asırlara direnmiş,
Sonunda insanlarla konuşmayı öğrenmiş.
Konuşarak onlarla, anlatmak istiyordu,
Çünkü cahil insanlar hiç bir şey bilmiyordu.
Yıllar yılı köyünde, hep habersiz yaşamış,
Ormanın kıymetini bir türlü anlamamış.
Zannederek sadece, orman ağaç sürüsü,
Ormanın değerini, anlatmamış birisi.
Bak dedi oduncuya, şimdi sen beni dinle,
Sonra duyduklarınla, hesaplaş kendinle.
Hepiniz gece gündüz, bizden faydalandınız,
Değerini bilmeden, tek yakacak sandınız.
Oysa biz her dakika sizlere çalışırız,
Karbondioksit alır, oksijen üretiriz.
Ekolojik dengeyi kurmuşuz, koruyoruz,
Sizin için sürekli yağmur çağırıyoruz.
Her ağaç göreviyle, tabiat harikası,
Her orman bir tabii, oksijen fabrikası.
Erozyonu durdurur, iklimi düzenleriz,
Yıkıp dökmesin diye, rüzgarı frenleriz.
Yüz binler canlı yaşar, bizlerin arasında,
Size faydalı olur, onlarda sırasında.
Ama siz odun sayıp, bizi tanımadınız,
Size hizmetimizi çoğu anlamadınız.
Vakit çok geç olmadan artık tanıyın bizi,
Yakıp, yıkıp, kesmeyin, bilin kıymetimizi.
Sustu yaşlı oduncu, eğildi öne başı,
Bir yandan akıyordu, yanağından gözyaşı.
Acı bir ifadeyle, bir şey demek istedi,
Tutuldu sanki dili, hiçbir şey diyemedi.
Utanmış, sıkılmıştı, yandı eski günlere,
Büyük bir üzüntüyle, attı baltayı yere.
ORMAN HAFTASI :
Google'da Ara
ORMAN HAFTASI