Anasayfam Yap Sık Kullanılanlara Ekle

Sitene Ekle Künye Arşiv  İletişim  rss  
ANASAYFA VİDEO GALERİ FOTO GALERİ İLETİŞİM  
 
Kasım KAPLAN 1956- .....
NOT
ABDURRAHİM KARAKOÇ
NECİP FAZIL
MEHMET AKİF ERSOY


ERDEMLİ İMAM HATİP Lisesi Hatıratı - HATIRAT - Kasım Kaplan
 
ERDEMLİ İMAM HATİP LİSESİ HATIRATI
BU HABERİN EKLENME TARİHİ 08-12-2022 / 00-18

 

Anasayfa'ya Dön 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Tüm Hatirat Haberleri  
ERDEMLİ İMAM HATİP Lisesi Hatıratı

Erdemli İHL ye GİDİŞ

1992 senesindeydi yoğun bir istek üzerine mam Hatip Lisesi’ne gitmeye karar verdik tabii her şeyi ayarlamışlar bana da 92. 2. Dönemindeydi gittik okula başladık birdenbire haftalık 32 saat ders yüklediler. fakat şaşkındım yani işin doğrusu ben Oraya gitmeden öyle düşünüyordum ki İmam Hatip’te sanki imamların içtihatlarını tartışılıyor neler anlatılıyor. Oysa gittim ki daha ilmihalden bile haberleri yok,

2.Geldiğim de yağışların başladığı güz mevsimiydi. Baktım ki o küçük sınıflardaki kız çocukları gömlek katına okula geliyorlar. Hırkaları yok, yağmur vurunca gömlek kollarına yapışıyor, tabiatıyla üşüyorlar.
Bunların hemen hemen tamamı köylerden gelen küçük kız çocuklar.
Ben paltoyla geliyorum, utandım, biraz soruşturdum tamamı fakir, özellikle köylerden gelen çocuklar.
Gönlüme doldu, bir şeyler yapmak lazım. Her gün bu manzara, büyük bir zulüm olur bana. Geceleri aklıma geliyor, hele yağmur varsa... Çatmalarda kalan erkek öğrenciler, ne yapıyorlar, nasıl ısınıyorlar, çoğusunun çatmasını su basıyor, aklıma gelen sorular yıkıcı birer zelzele gibi...
En azından yapabildiğim kadar, gerekirse arkadaşlara ileterek destek alabilirdim.
Nihayet tesbit ettiğim çocuklardan başladım. Sayı oldukça fazla olunca durumu arkadaşlara açtım özellikle Mustafa APAK hocam ve İng. Öğrt. Mustafa ŞAHİN çok yardımcı oldular, ipliğini biz aldık, örgüsünü onlar yaptı, elh.
Kaç kişi oldu bilmem ama yürek yakıcı kimse kalmamıştı.


EĞİTİM DURUMU

2.a. Okulda İngilizce eğitim durumu bir felaketti küçük sınıflara Halil ERGİN hocayı vermişler orta birlere Özellikle o derslere giriyor. Tabii telaffuzu bozuk olduğu için bütün çocukların telaffuzları bozuk.  Böyle başlayınca hatalı bir telaffuzu düzeltmekte çok çok daha zorlaşıyor.

 Bu arada diğer hocalardan da boş derste doldurmak amacıyla ders alanlar olmuş.

Bunlardan ilginç bir tanesini aktarmak istiyorum. Kıymetli çok sevilen hocalardan birini birazda zorlayarak dersler boş geçmesin diye İngilizce derslerine sokmuşlar.

 Tabii ki yazılı yapmış sonra onlarIa değerlendirmiş.

Geldim bazı itirazlar var. Ben nasıl durumlar diye mevcut yazılı kağıtlarını soruları ve cevaplarını yeniden inceledim. Bu arada bir soruya bir baktım ki doğru bir cevaba hocamız puan vermemiş puan bunu araştırdım, sordum.

Mesele şuydu;  soruları ve cevaplarını Mustafa Şahin hocamız veriyormuş, hocamız İngilizce ile hiçbir ilgisi, bilgisi olmadığı için   sınıfta öretmen bulunsun diye derslere giriyor, başlarında bulunuyor. Bu arada Mustafa Şahin hoca soruları veriyor, cevaplarını veriyor bunlara çalışın diyor. Sonra da bunların içerisinden yazılı sorularını hazırlayıp,  cevap anahtarı ile birlikte hocaya verir ve yazılı bu şekilde yapılır. Daha önce çalışılmış soruların içerisinden on ya da 15 tane soru soruyor ve cevap anahtarına göre de değerlendirmeyi yapıyor. Şimdi buraya kadar normal sayılsa da bundan ötesi traji komik hal alıyor.

 Soru, Kaç kardeşiniz var? gibi gayet basit bir soru. Ve cevap anahtarına da 2/3 gibi elastiki bir şey yazılmış. Öğrencinin ise sadece bir kardeşi olunca tabiatıyla bir yazmış oysa bir rakamı cevap anahtarında olmayınca hocamız puan vermeden çizgiyi çekmiş, gerçeği anlatınca hem notu düzeltmiş hem de epey gülmüştük.


İLK ÖRETMENLER TOPLANTIMIZ VE TALEPLER
Öğretmenlerin büyük çoğunluğu Erdemli’den olduğu için Herkes kendi işinde gücünde bir an evvel serasına, tarlasına gitmek için okulu bitirip çıkmaya bakıyorlar. Okulda öğle paydosu yok, namaz kılmak için zaman yok, tenefüsler kısa, okul çok kalabalık abdest almak büyük problem bu yüzden çoğusu okul çıkışına bırakıyor sonrada gerek açlık gerek yorgunluktan öle namazını atlatmış oluyor.
Tabii küçük çocuklar da var orta kısımnda, acıkıyor sabah sekizden sonra girilen dersten Saat iki buçukta çıkılıyor. Aralıksız olarak ders görüyorlar ve de 2 buçukta paydos. Oysa bu çocuklar acıkıyor lar, perişan oluyorlar, kaldı ki bir çoğu köyden gelme çocuklar olduğu için örenci evlerinde, çatmalarda hatta merdiven altlarında kalan örenciler var ve bunlar daha okuldan sonra yemek hazırlayacaklar yada hafta sonunda annelerini köyde hazırladıkları kurumuş sıkmaları sıcak suya sokup uç kısımlarını yumuşatarak yiyecekler.
Okuldaki ilk öğretmenler toplantısında ben bu sorunu dile getirdim Yani ben Kargıpınarından imam Hatip lisesine hem hizmet edebilmek hemde daha rahat ibadet edebilmek için geldiğimi fakat Buradan durumun çok daha zor olduğunu anlattım. Hatta kızlara namaz kılacak yer hiç olmadığını bize öğle arasının verilmesini, bunun Aynı zamanda müfredatta da olması gerektiğini söyledim. Bazı kız örencilerin sınıfta sıraların üstünde namaz kıldığına şahit oldum eğer çocuk bir düşse beyin kanaması geçirmesi işten bile değil.
Erkek çocuklar hadi abdest alabilirse camide kılabilir ama kızlara yer yok. Namazın en önemli farz olarak emredildii bir kurumda namaz için yer bulunamaması çok garipti ve bunu söyledim. Sonrada aslında bir yerin olduunu söyledim temizleyip düzenlenirse olabilecek en güzel yerdi, iki kız sınıfının ortasındaki koridor başı, eski sıraların atıldıı mezbelelik olarak kullanılıyordu tabi belki de fare yuvası olmaya namzet bir yer. Bunu benim yapabileceimi söylediysem de sanırım Halil Hoca bu işi yüklendi ve kızların mescidi oldu.
Birkaç öğretmen özellikle serası ve inşaatI olan öğretmenler şiddetle karşı çıktılar, özellikle birisi ki sonraları da yaptıklarıyla efsane hoca! oldu... Sonunda zor bela 20 dakikalık bir paydos alabildik.
Öğlenciler,özellikle son sınıflar daha sonra hiçbir okulda görmediğim kadar efendi ve saygılılar. En yaramazı dahi saygıda kusur etmiyorlar, anadolu insanının tipik örneği ve tabiki hemen hemen hepsi yörük, tertemiz büyümüşler, eğitimleri için de buraya gönderilmişler...
Bu tam Anadolu delikanlılarının büyük çoğunluğu köylerden geliyor her birisi ya bir Bodrum’da ya merdiven altında Çatma da çok zor şartlarda okuluna devam etmeye çalışıyoruz bazısı da yakın köylerden gidip gelerek devam ediyor.
Öğrenciler de ne kadar Efendi ve saygılı iseler o kadar da maalesef ilmi anlamda boş gidiyor lar ve tek istekleri O zaman üniversite sınavlarında başarılı olabilmek için test yapmak ve biz de bunlara müsaade ediyoruz, kısa bir dersten sonra serbest çalışma başlıyor.



CEMAATLERİ ZİYARET
Aradaki sohbetlerde zaman zaman bu çocuklara ben Bu zamanın cemaat zamanı olduğunu, istediğiniz, size uygun gelen herhangi bir tarikat veya İslami bir gruba katılmalarını, bu zamanda yalnız kalan gençlerin zamanın fitnelerinden kurtulmalarının çok zor olduğunu bu yüzden de hayırda ve iyilikte yardımlaşabilecekleri hatta yarışabilecekleri bir ortama girmelerini söylüyordum
Tabii hemen ilk soru hocam hangi tarikata ya da cemaata gidelim? Ve her zaman aldıkları cevap, ‘Gençler fıtrat ve fırsat’ konusuna dikkat edin.
Hocam ne demek ‘fıtrat ve fırsat’ meselesi?
Fıtrat, Kur’an çerçevesi içinde hangisi hoşunuza gidiyor ve size uygun geliyorsa onlarla çalışmalarını öneriyordum.
Fıtsat ise hizmet ve düşüncelerinizi gene hangisinde ayni Kur’ani çerçevede eyleme geçirme fırsatınız olacaksa onlarla olun ve millete hizmet edin. Çünkü kulluğun zirvesi karşılık beklemeden yalnız Allah için hizmettir.
Daha sonra Hatta şunu dedim; ben size Allah için bütün cemaatleri yorumsuz anlatayım sizde onlardan hangisi size daha uygun, size daha çok hitap ediyor ve ruhunuza uyuyorsa ona katıln
Bilahare bir adım daha atarak şunu önerdim.’ Biz sizinle isteyen son sınıf örencilerle bütün cemaatleri birlikte gidip gezelim ve onlara açıkça sorun, derdiniz davanız ne ?Ne yapmak istiyorsunuz? Sorun... korkmayın açıkça sorun.
Tabii bunları sayarken, Süleymancıları da sayınca,
- Aman hocam bizi keserler gibi yarı şaka feveran ettiler. Oysa sonra anlatacağım ki hiç ummadığınız bir şekilde onlara da gittik ve her guruptan daha iyi karşılandık, yemekler ikram edildi ve o zamana göre harika bir yurt görmüş oldular.
Okul ise kendifaal olan yurdunu dağıtmış çoocukları per perişan ortada bırakmış ve yurdun malzemelerini de okul bahçesindeki yeni okul inşaatının altında çürümeye terk etmişlerdi, elbette ki bunda dahli olanlar yarın Allah a bunun hesabını vereceklerdir.

CEMAAT VE EHLİ SÜNNET GURUPLARI ZİYARET EDİYORUZ
Cemaatleri ve Ehli sünnet gurupları ziyaret etmeye karar verdikten sonra haftada bir iki akşam okul çıkışında son sınıflarla o cemaatleri ziyaret etmeye başladık.
Gençler akıllarına gelen ve öğrenmek istedikleri soruları soruyor ve bir tatmin edici cevaplar almaya çalışıyorlardı. Durum gayet güzeldi, herkes kendisini birinci ağızdan anlatmaya ve sorulara mantıklı ve makul cevaplar vermeye çalışıyorlardı.
Neticede Beklenen gün geldi ve Süleyman Efendi talebelerinin yurduna gittik. Tabii daha evvelden ben onlara uğramış bu ziyareti haber vermiş, randevusuna almıştım.
Gençlerle meraklı bir halde içerisinde çıktık gittik. Çocuklar nasıl bir karşılama ile karşılanacaklarını çok merak ediyorlardı. İçeri girdiğimizde o zamanın çok güzel bir yurdu, gayet modern ve lüks sayılacak bir bina meraklı bakışlarla ürkek ürkek girdiler.
Hemen girişte herkesin ayaklarına terlikler verildi bir anda çocuklar şaşırdılar, gayet hoş bir karşılama ve tazimle içeri alındık. Biraz sonra yemekler hazırlanmış, yemekhaneye davet edildik, gene ihtimamla hazırlanmış yemekleri yedik.
Yemek yendi sohbetler edildi sorular soruldu, ondan sonra güzel bir muhabbet oluştu ve çıktık geldik çocuklar şaşırmışlardı. Bize anlatanlar neden farklıydı arada sanki bir düşmanlık varmış gibi bazı kendini bilmezlerin Efendim İmam Hatiplerin arkasında namaz kılınmaz demesi veya da İmam Hatip yerine İmam hattap dendiği kafaları karıştıran sorulardı ama onlar artık unutuldu ve güzel bir muhabbet ortamı oluşmuştu. Bu şekilde çocuklarla en azından yurt arasında çok güzel bir bağ oluştu o kötü duyguların kırılması için İlk adım atılmış oldu.
Daha sonra zaten bu davete ilaveten tekrar bütün İmam Hatip Lisesinin idareci ve öğretmenlerini yemeğe davet ederek bir süpriz yapıldı, buda öğretmenler arasında sıcak rüzgarların esmesine sebep oldu.


 


ERDEMLİ İMAM HATİP Lisesi Hatıratı : Google'da Ara
ERDEMLİ İMAM HATİP Lisesi Hatıratı


 
 
Bu Haberi Arkadaşıma Gönder :
 
Adınız / Soyadınız :
E-mail Adresiniz :
Arkadaşınızın Adı :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
 
   
 
 ADI SOYADI :  
 
 E-MAİL :  
 
 
 
 
 
 
        HATIRAT

  ERDEMLİ İMAM HATİP LİSESİ HATIRATI


         Erdemli İHL ye GİDİŞ 1992 senesindeydi yoğun bir istek üzerine mam Hatip Lisesi’ne gitmeye karar verdik tabii her şeyi ayarlamışlar bana da 92. 2. Dö

  YILBAŞI


                       Yılbaşı konusunda fikrimi beyan etmek istiyorum, ehil olan kardeşlerim hatalı taraflarını bildirirse severe

   

OSMANLININ OĞLU İLE TORUNU


          ....

Yorum : 0

 
 
           BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR

 

 

 

 

           EN SON EKLENENLER

           İÇERİK ARAMA
 

           ANKET
Sitemizi Beğendiniz mi?
% 98 √ Toplam : 39 - Evet Çok Beğendim
% 0 √ Toplam : 0 - Evet Ama Eksiklikleri Var
% 0 √ Toplam : 0 - Biraz Beğendim
% 3 √ Toplam : 1 - Beğenmedim
   


RSS 2010 Kasım Kaplan Resmi Sitesi
Site iceriginin telif hakki bildirilmeksizin kullanilmasi yasaktir
10
Gizlilik ilkeleri | Kullanim Kosullari | Kunye | Iletisim Yonetim |  
Kasim KAPLAN | www.kasimkaplan.com
iletisim@kasimkaplan.com