Her kul hata yapabilir, günah işleyebilir.  Hiçbir kul hatadan beri değildir. Ne kadar günahkâr olursa olsun eğer nasuh tövbe ederse bütün günahları affedilir.  “Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar.” (Zümer 53) 

Bu Rabbimizin bir lütfüdür fakat bunun gerçekleşmesi için nasuh tevbe etmek gerekir.  Rabbimiz buyuruyor, 

“Ey inananlar! Nasuh (yürekten) tevbe ederek Allah’a dönün ki, Rabbiniz kötülüklerinizi örtsün.(Tahrim 8)

Nasuh tebe, yürekten ve bir daha asla dönmemek üzere tevbe etmektir. Efendimiz haber veriyor, Eğer böyle tevbe eder, salih amel işlerseniz, hiç o günahları işlememiş gibi olursunuz.

 “Günahından tövbe eden, günahsız (günah işlememiş) gibidir.” (ibn Mace, Zühd, 31

Aslında günahlarda ikiye ayrılıyor, büyük günahlar, küçük günahlar ve bunun yanında büyük bir müjde var. Rabbimiz buyuruyor;

“Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir yere sokarız.”  (Nisa 31) 

Fakat bu çok büyük müjdenin yanında eğer küçük günahlarda ısrar edilirse sonuç helake gidebilir.

Bir rivayette, ‘Hiçbir günah ısrar edildiğinde küçük değildir ve hiçbir günah istiğfar edildiğinde büyük değildir’ diye buyurulmaktadır.(Kafi, c.2, s.282, Bab-ul Israr Ala’z Zenb, H.1)

Efendimiz “Pişmanlık tövbedir.”(İbni Mace) buyurmuştur sonraki adımları da atar, içtenlikle tövbe eder, günah yolundan geri döner ve Rabbimizden o pişmanlıkla istiğfar ederse Rabbimiz elbette ‘Bütün günahları bağışlayandır’ eğer bütün bunların peşine salih amelde işlerse Rabbimiz bütün günahlarını hasenata tebdil eder. Buyurun ayeti Kerime

“Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlar başkadır;  Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. “(Furkan 70)

Unutmamak lazım ki günahların affı için bu şartları yerine getirmek lazım.

Netice, "Her insan hata işler; ama Hata yapanların en hayırlısı ise hemen tövbe edenlerdir. (Bkz. Tirmizi, Kıyame, 49)