İLKÖĞRETİM HAFTASI (Okulların açıldığı hafta)

İlköğretim Haftası her yıl okulların açıldığı ilk hafta toplu olarak kutlanır. Bir yaz boyunca çiçeksiz bir bahçe misali sessiz ve mahzun olan okullarımız, okulların açılışı ile maksadına ulaşmanın ve çiçeklerine kavuşmanın sevincini yaşar. Öğretmen, öğrenci herkes yaz boyu özlediği okuluna ve arkadaşlarına kavuşmanın mutluluğu ile dolar taşarlar. Öğrenciler sevinçlidir.. Coşkuludur... Çünkü okulu, özlediği bir üst sınıfına ve kendisini bir ana baba şefkatiyle seven, en faydalı bilgileri öğretip istikbalini kazandıran ve olumsuz davranışlardan sakındırıp, eğitilmiş bir insan konumuna yücelten öğretmenlerini özlemişlerdir. Bir yaz boyu göremediği arkadaşlarını özlemişlerdir. Anlatılacak o kadar çok anı vardır ki... Öğretmen coşkuludur, çünkü kendi çocukları gibi sevdiği, yetiştirdiği öğrencilerine kavuşmuştur. Yazın okuduğu yeni kitapları, edindiği yeni bilgilerini o çok sevdiği öğrencilerine aktaracaktır. Öğretmen öğrencisini çok sever ve onlara büyük önem verir, ona verdiği kıymeti böyle bir hafta ile kutlayarak, öğrencisine hissettirir. Ve bir şekilde " Hoş Geldiniz, sizi çok özledim, çünkü sizi seviyorum ve sizi önemsiyorum " demektedir. Nasıl demesin ki; öğrenci öğretmenin eseridir. Ve her insanın büyüklüğü eserinden belli olur. Öğretmenler " İnsan mühendisidir" en büyük sanatkâr öğretmendir ve Atatürk’ün kurup, gençlere emanet ettiği kutsal emaneti koruyabilmek ve çağdaş medeniyet yolunda zirveye taşımak ta her Türk çocuğunun vazifesidir. Yoksa Ata’sını ve bu topraklarda bizim için,vatan için yatan azizi şehitlerimiz mahzun olurlar. Hiçbir Türk genci bunu düşünmez bile... Ve öğretmeni her haliyle şöyle der ;
Çocuğum;
Senin bir görevin var; Çalışmak, çalışmak, çalışmak.
İlim irfan yolunda, Zirvelere ulaşmak.
Medeniyet adına, Dünya ile yarışmak.
Türkün üç görevi var; Övünmek, güvenmek, çalışmak.

Ve o öğrencide, bu şehit kanıyla sulanıp, Ulu Önder tarafından kendisine emanet edilen Kutsal Vatanımızı korumak, Cumhuriyetimizi, ilelebet payidar kılmak, çağdaş uygar medeniyet yolunda ilerleyebilmek için görevini anlar.
İlköğretim haftasının amaçları arasında öğrenciye okulu sevdirmek özellikle yeni başlayan öğrencilerden "okul korkusunu" almak olduğu kadar, diğer öğrencilere de artık bu sene biraz daha büyüdükleri anlatılmalıdır.

BU SENE OLUMLU DEĞİŞİM LİSTELERİ DÜZENLEMELİDİR.
Neler yapacağım
Neler yapmayacağım listeleri hazırlaması telkin edilmelidir.
Bütün öğrenciler kendilerine o yıl için, geçen yıldan deneyimlerle bir "değişim" yapmaya çalışılmalıdır. Gerek öğretmenler gerek öğrenciler dönemin ilk başlangıcında o sene için "neler yapmalıyım"ve "neleri yapmamalıyım"listeleri düzenleyerek, beğenmedikleri huylarını önem sırasına göre dizerek ve olumsuz davranışlarından vazgeçerek, olumlu davranışlara değişmeleri anlatılmalı ve hissettirilmelidir. Tam tersi olaraktan kazanmak istediği olumlu davranışları da liste halinde defterine yazarak birer birer bunları kazanmaya çalışmalıdır.

OKUL -AİLE-ÖĞRENCİ ARASINDAKİ BAĞ KUVVETLENDİRİLMELİDİR.
Öğretmen -öğrenci arasındaki sevgi ve saygı bağı kuvvetlendirildiği gibi ebeveyn ile öğrenci ve okul arasındaki bağlarda kuvvetlendirilmeye çalışılmalıdır. En büyük arzusu dinlenmek, önem verilmek ve sevildiğini bilmek isteyen öğrenciyle, ailesi, arkadaşları ve hatta kardeşleri arasındaki bağlar kuvvetlendirilmeye çalışılmalıdır.

AİLELERİN ÇOCUĞU ANLAMALRI VE DİNLEMELERİ SAĞLANMALIDIR
İlköğretim 4. 5. sınıftan sonra özellikle ergenlik çağına gelmeye başlayan öğrencilerin ailelerinden, en çok baş kaldırdığı konu" beni anlamıyorlar" duygusunu kaldırarak, gerçekten ailelerin ve öğretmenlerin çocuğun yaşına ve psikolojik durumuna göre davranmaları bir şekilde anlatılmalıdır.

VELİ EĞİTİM SEMİNERLERİ VEYA KURSLARI DÜZENLENMELİDİR
Gerçekte bir veli eğitiminin olmadığı ülkemizde çocuğunu okula getirip teslim ederek "Eti senin, kemiği benim " masalıyla, çoğu "babadan görme " usullerle çocuğunu eğitmeye daha doğrusu büyütmeye çalışan velilere, özellikle ileri uygar ülkelerde yapıldığı gibi Veli Eğitim Seminerleri veya kursları düzenlenmelidir. Velinin çocuğunu kendi zamanına göre değil, yarınki nesle göre eğitmesi gerektiği velilere anlatılmalıdır.

ÖĞRENCİLERE VE VELİLERE YAŞ GURUPLARINA GÖRE TOPANTILAR YAPILMALIDIR.
Rehber öğretmenler veya uzamanlar tarafından kişilerin çocuklarına bilimsel olarak, nasıl davranmaları gerektiği anlatılmalıdır. Okul veli toplantıları sınıf ve yaş guruplarına göre yapılarak, o sınıfın ve yaşın ortak sorunlarına eğilmeli ve bu konuda veliler bilgilendirilmelidir. Aynı şekilde öğrencilerde sınıf guruplarına göre toplanarak, "Disiplin kuralları" anlatılmalı okulda birbirlerine karşı nasıl davranmaları gerektiği yumuşak bir tarzda anlatılmalıdır. Çocuklara önem verildiği hissettirilerek onların sıkıntılarına ortak olunacağı ve sıkıntılarının dinleneceği sinyali verilmelidir ve bu yapılmalıdır.

EĞİTİMDEKİ CEZA VE ÖDÜL SİSTEMİ BİRLİKTE ÇALIŞTIRILMASI GEREKTİĞİ VELİLERE ANLATILMALIDIR.
Yapılan veli toplantılarında Eğitimin esaslarından olan "ceza ve ödül " sisteminin beraberce çalıştırılması anlatılarak, cezaların suçla orantılı ve aynı yönde olması gerektiği, ceza verildiği kadar da çocuğa ödül verilmesi de telkin edilmelidir. Ve verilen cezalarında; çocuğu rencide edecek, dayak veya hakarete varan kötü sözlerle değil, eğitici ve caydırıcı olması gerektiği anlatılmalıdır. Ayrıca rehber veya uzmanlar velilere;
-Çocuklarını olduğu gibi kabullenmelerini,
-Kimseyle mukayese etmemeleri gerektiğini,
-Sürekli olarak ’dersine çalış’ diyerek öğrenciyi isyana zorlamamalarını,
-Başkalarını yanında asla çocuklarının yaramazlıklarından bahsetmemelerini hatta aksine olumlu davranışlarını başkalarının yanında söyleyerek onları motive etmeleri gerektiğini,
-Onlara hoşgörüyle davranarak zamanın gerçeklerini göz önünde bulundurmalarını
-Onlarla sevgi saygı çerçevesinde, bir ebeveyn-evlat ilişkisi içinde bulunmalarını,
-Ne çok sıkarak ne de çok gevşek tutarak, belli sınırları çizip o çerçeveyi korumalarının sağlanması gerektiği,
-Onlara sevdiğini belli ederek, kendilerine güvenip kişiliklerinin gelişmelerine yardımcı olmaları gerektiğini anlatmalıdırlar.

İLKÖĞRETİMDE EĞİTİM ÖNDE OLMALIDIR
İlköğretim, öğretimin yanında, eğitimin bir adım daha önde olması gereken bir dönemdir. Çocukların kişilikleri oluşurken, kazandırılacak güzel ahlak, temizlik, dürüstlük, düzenlilik, disiplinli çalışma, okuma sevgisi hep bu dönemde verilebilecek davranış örnekleridir. Çocuklar 11 yaşını bitirdikten sonra, artık bazı olumlu davranışları kazanmaları oldukça zor olur. Onun için bu dönem çok iyi değerlendirilmelidir.

ÖĞRETMENİN GÖREVİ SADECE ÖĞRENCİYİ EĞİTMEK DEĞİLDİR!
Öğretmenin işi sadece öğrenciyi eğitmek, öğretmek ve sınavlara hazırlamak değildir. Teknolojik gelişmelerin çok hızlandığı bu yıllarda ve hatta bundan sonra da gittikçe hızlanacağı göz önünde bulundurulursa, bütün bu değişimleri yakalamak, bilgilerini yenilemek için sürekli okumak zorundadır. Ve bu birikimleri sadece öğrencilerle değil, bu konuda eksiklik hisseden herkesle paylaşmalı ve örnek olmalıdır. Bu yüzden kendi yaşantısında tutarlı ve örnek bir hayat tarzı olmalı, devamlı kötü alışkanlıklardan uzak durmalıdır. Baş öğretmenimizin dediği "Öğretmenler; Cumhuriyet sizden fikri hür, irfanı hür nesiller ister" diyerek nasıl bir nesil istediğini açıkça belirtmiş, sonrada öğretmenleri onore ederek, hedef göstermiştir. "Öğretmenler; yeni nesil sizin seriniz olacaktır" Biz öğretmenlerde Cumhuriyetimizi emanet edebileceğimiz, fikri hür, irfanı hür bir nesil meydana getirmek için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.

İLKÖĞRETİM HAFTASI BOYUNCA ÇOCUKLARA KAZANDIRILMAYA ÇALIŞILACAK OLUMLU DAVRANIŞLAR ŞUNLAR OLABİLİR.
-Öğrencilere bir çalışma programı verilerek özellikle hafta boyunca denetim yapılır,ödüller konabilir.,, Başaran öğrenciler arkadaşlarına tanıtılır
-her öğrenciden daha önce söylendiği gibi Değiştirmek istediği olumsuz davranışları ve kazanmak istediği olumlu davranışlarının listeleri istenir.
-Her sabah akşam dişleri fırçalamak, sabah yatakları düzeltmek v.b gibi davranışlar teşvik ve takip edilir.
Neticede; en azından velilerin bu konuda yazılmış "çocuk eğitim" kitaplarından satın almaları ve her iki eşinde birlikte okuyarak bunu tutarlılıkla uygulamaları gerektiği anlatılmalıdır.
Ancak bu şekilde; Atatürk’ün istediği, vatanını, bayrağını, devletini seven ve gelecekte Demokratik Laik Cumhuriyetimizi koruyup kollayarak, zirvelere taşıyabilecek bir genç nesil yetiştirebileceğimiz anlatılmalıdır ve bu her fedakârlığı yapmaktan kaçınmayan öğretmenlerimiz tarafından da dikkatle uygulanmalıdır.
Bütün bunlar en son bilimsel yol ve yöntemlerle öğretmenler tarafından hem velilere, hem de öğrencilere bu "ilköğretim Haftası" içinde anlatılmalıdır.

İLKÖĞRETİM HAFTASININ KISA TARHÇESİ
İlköğretim en büyük atılımını gene Ulu Önder Atatürk’le cumhuriyet döneminde yaparak çeşitli aşamalardan sonra; 27 Ocak 1954 te çıkarılan bir yasa ile "Köy Öğretmen Okulları", "Öğretmen Okulları" ve " Köy Enstitüleri" birleştirilip, "İlk öğretmen Okulları" adını alarak, ilkokulların öğretmen ihtiyacı karşılanmıştır. Daha sonra; 1968 te 222 sayılı "İlk öğretmen " yasasına göre düzenlenmiş olan, ilkokul programı ile bugünkü uygulamaya geçilmiş olur.
1960 sonrası, okuryazar oranının artırılması için, yoğun çalışmalar yapılmıştır. M
illi Eğitim Bakanlığının öncülüğünde, Türk Silahlı kuvvetlerinde "Temel okuma yazma okulları , "Adalet Bakanlığı bünyesindeki Cezaevlerinde okuma yazma bilmeyenlere eğitim verilerek okuma yazma öğretilmiştir. Daha sonra Atatürk’ün 100 yılında bir okuma yazma seferberliği başlatılarak, okuma yazma oranı % 80 lere yükseltilmiştir.
En son 1997 yılında çıkarılan bir yasa ile 5 yıl olan "İlköğretim süresi" zorunlu olarak 8 yıla yükseltilerek " Taşımalı Sistemde" devreye girmiştir.
Mayıs 2004 te çıkarılan bir yasa ile de "Belediye sınırlarında ki "Taşımalı eğitim" kaldırılarak sadece taşrada, Belediye sınırları dışındaki ulaşım zorluğu olan yerleşim birimlerindeki öğrencilere hizmet verilmektedir.
Büyümeye esas olan " Üretim" için, Eğitim şarttır, buda verilecek eğitimin kalitesi ve süresi ile doğrudan ilgilidir.

(Öğretmenler toplantıda okuyabilir ? )

HOŞ GELDİNİZ ÇOCUKLAR

Okul sizi bekliyor,
Hiç korkmayın çocuklar.
Öğretmenler bekliyor,
Size açık kucaklar.

Biz sizlerin elini,
Tutup eğiteceğiz.
Doğru yanlış her şeyi,
Size öğreteceğiz.

Sizler çiçekler gibi,
Okulu özlediniz.
Çok bekledik sizleri,
Hepiniz hoş geldiniz.


EĞİTİM
Öğretmenle kurtulur insanın istikbali
Eğitim özgürlüktür,eğitilen hür olur
Eğitime bağlıdır,devletin istikbali
Ancak eğitim ile , tüm insanlık kurtulur

Eğitimsiz insanlar ruhsuz bedene benzer
Belki yaşarlar ama hayatı anlamazlar
Körkütük kara cahil ,gece gidene benzer
Belki yürürler ama hedefi bulamazlar

Her kim cahil olur da okuyup öğrenmezse
Eğitimsiz olanlar,yaşayan ölüdürler
Her kim ilim edinir ,birde eser verirse
İşte ancak o zaman ,ölmeyen diridirler

Eğitimin esası ,kendisini bilmektir
Bazısı okusa da,asla adam olmazlar
Eğitim bilgi ile geleceği görmektir
Okuyup öğrenenler asla geri kalmazlar. 14/05/2004

İLKÖĞRETİM HAFTASI

Bizde bayram gibidir,ilköğretim haftası
Özledim okulumu,öğretmeni özledim
Döndük okulumuza,yaz tatili sonrası
Bütün tatil boyunca,hep bugünü özledim

Ben ve arkadaşlarım bütün öğretmenleri
Dağıldık dört bir yana dinlendik yaz boyunca
Kavuştum okuluma bekliyor sevdiklerim
Birden heyecanlandım,zil sesini duyunca

Bu hafta bütün yılda en mutlu hafta bana
Kavuştum okuluma ,kavuştum sınıfıma
Okulumun havası,huzur verir insana
Sevinç gözyaşları,Bakmayın ağlamama

Okulum hazırlanmış ,bayraklarla süslenmiş
Sınıfım karatahtam hep bekliyor bizleri
Meğer öğretmenlerde hep bu günü beklermiş
Bizde öğretmenlerim çok özledik sizleri

Bu sene karar verdim,pek çok çalışacağım
Bana zayıf yakışmaz,bunu anladım artık
Tüm derslerin notunu,pekiyi alacağım
Yepyeni elbisede ,zayıf sanki bir yırtık