Vatan bize emanet
Onu korumalıyız.
Olursa bir felaket
Toplu savunmalıyız.
Vatan ve bayrak için
Ölenler şehit olur.
Cennete varmak için
Kendisine yol bulur.
Şehitlik mukaddestir
Bizim inancımızda.
Gerisi bir hevestir
Kalır bu dünyamızda.
|
Çanakkale Şehitleri
Tüm Türkiye’de
Türk, Kürt, Laz, Çerkez
Çanakkale’de
Savaştı herkes.
Savaş boyunca
Çok şehit verdik.
Fakat sonunda
Zafere erdik.
Nerdeyse bitti
Askerlerimiz
Cennete gitti
Şehitlerimiz.
|
Yoksul düşünce millet
Gözleri kan bürüdü.
Toplandı birkaç devlet
Üstümüze yürüdü
Savunduk Boğazları
Herkes can ve baş ile
Ve kovduk yobazları
Korkunç bir savaş ile
Hiç dinmedi gözyaşı
Anaların gözünde
Çanakkale Savaşı
Şan oldu yeryüzünde.
|
Şehit
Savaşta ölen
Herkes şehittir.
Şehit olanın
Yeri cennettir.
Bu vatan için
Herkes Savaşır
Her bayrak için
Sevgi yaraşır
Şehitler ölmez
Dünyayı değişir.
Hiç acı duymaz
Hakka erişir
ÇANAKKALE ŞEHİDİNDEN NASİHAT
Ben Çanakkale şehidi, Osmanlının oğluyum,
Yattığım yerden bile, ordumun sağ koluyum.
Bu kutlu gününüzde sizi görmeye geldim,
Ve siz torunlarıma öğüt vermeye geldim.
Biz şanlı bir orduyuz, bükülmez bileğimiz.
Vatan, vatan dedikçe, yanardı yüreğimiz,
Türklük asaletimiz, dinimiz İslamiyet,
Bizi ayıramazlar, yetmez buna güç kuvvet.
Biz bu vatan uğruna, can verdik sevinerek,
Düşmanları alt ettik, top yekun birleşerek.
Yüreğimiz bir çarpar, yurdun her karışında,
Birkaç millet, tek vücut, düşmanın karşısında.
Kimimiz Türk, kimi Kürt, kimi Çerkez kimi Laz,
Çarpıştı tek yürekle, şehitlikti tek niyaz.
Bu vatanın üstünde, yaşadık asırlarca,
Bir ekmeği paylaştık, aç kalsak da aylarca.
Öyle günler gördük ki, bir tayin, birkaç nefer,
Bölüştük dirhem dirhem, başlayınca bu sefer.
Karşımızda ordular, birleşmiş her devletten,
Hepsi zırhlı, silahlı, bizde yürek çelikten...
Toplandılar boğazda, Rusya ‘ya geçmek için,
Çelikten zırhlılarla, yurdumu bölmek için.
Biz Gazi’nin ordusu, canı dişe takarak,
Direndik haçlılara, kanlarımız akarak.
Bir cepheden cepheye, günlerce yürümüştük,
Bir karış vatan için, onlarca şehit düştük,
Semadan kurşun yağdı, zıhlılar top yağdırdı,
Ama kimse yılmadı, düşmanlara saldırdı.
Cephane az olsa da, yürekler çeliktendi,
Bize de o günlerde, şehitler yardım etti.
Yeşil yeşil sarıklı, evliya hep ordaydı,
Aç susuz, çamur cephe, bize sanki saraydı.
Baharda, Mart ayının bir karanlık gecesi,
Döşedi boğazlara, mayın,Nusret gemisi.
Yer yerinden oynadı, toplar ateş kustular,
Yaralı gazilerden inleyenler sustular.
Beş yüz topa karşılık, yüz elli top varidi,
Boğazın sularında, birer birer eridi.
Kalmıştı son bir zırhlı, geçerse boğazlardan,
Yakardı İstanbul’u, biz yoksunduk toplardan.
Tükenmişti cephane, iki mermi kalmıştı,
Ve de topun başında, yalnız Seyyid Çavuştu.
Merminin bir tanesi iki yüz yetmiş kilo
Yaklaştı sahillere, zırhlılardan üç filo
Sarıldı besmeleyle ve gülleyi kaldırdı,
Yolladı bacasından ve zırhlıyı batırdı.
Karıştı akılları, per perişan oldular,
Boğazın sularında, sessizce kayboldular.
Korkmadık hiç ölmekten, tek düşünce bu vatan,
Bir oldu savaşanla, toprak altında yatan.
Kum kapı, Arı burnu,yeşerdi Conk Tepesi,
Birer birer sürüldü, düşmanların hepisi.
Gazi’nin orduları,geldi Anafarta dan,
Püskürttü çakalları, güzel Anavatandan.
Baktılar, anladılar, bu ülke parçalanmaz,
Et tırnaktan ayrılır, ama bunlar ayrılmaz,
Geçerlerde canından, geçmezler vatanından.
Yiğit Müslüman Türkün, bu gelir imanından.
Ey Şehit torunları! Destan size emanet,
Bilirim yiğitsiniz, olmaz sizde hiyanet.
Biz savunduk vatanı, o hain düşmanlardan,
Sende çalış ilerle, geri kalma onlardan.
Bir kardeşlik ruhuyla çalışın, çabalayın,
Birleşin, kuvvetlenin, sakın parçalanmayın.
Yoksa ruhum daralır, benim yattığım yerde,
Helal etmem hakkımı, o dehşetli günlerde.
Sen şehit torunusun, utandırma atanı,
Mahçup etme toprakta, senin için yatanı.
Kasım KAPLAN
Cumhuriyet çocuğunun cevabı
Osmanlı torunuyum, cumhuriyet çocuğu,
Şehit atalarımın, ensemdedir soluğu.
Duyarım, hissederim, her zaman varlığını,
Sizlerle gideririm, gönlümün darlığını.
Emanetin bizdedir, artık çelik ellerde,
Bu kutsal destanınız, söylenecek dillerde.
Yolunuz, yolumuzdur, vatanı korumada,
Her birimiz bir aslan, bu yurdu savunmada,
Canınız pahasına vatanı kurtardınız,
O yokluğun içinde, bize ulaştırdınız.
Bizlerde sıradayız, gerekirse ölürüz
Şehid olur bu yolda, toprağa gömülürüz.
Ama.. ant olsun size, biz çok çalışacağız,
Gözümüz zirvededir, orya ulaşacağız.
Çok asil bir milletiz, pusuyu bozacağız,
Şanlı tarihimizi, yeniden yazacağız.
Doğu batı el ele, hep birlik olacağız,
Medeniyet yolunda, birden şahlanacağız.
Mürşidimiz ilimdir, onu okuyacağız,
Altından sırmalarla, kilim dokuyacağız.
Demokrasi yolumuz, cumhuriyet canımız,
Ondan vazgeçemeyiz, akarsa da kanımız.
Türkiye vatanımız, en kutsal toprağımız,
Canımız, başımızla, onu koruyacağız.
Biz Atatürk Gençliği, yemin ettik burada,
Emanet emin ellerde, müsterih ol orada.
ÇANAKKALEDESTANI
Bir destan yazılmıştı, Çanakkale isminde,
Bin dokuz yüz on beşin, Mart’ın on sekizinde.
O bir destan değildi, masal sayılır destan,
Ölüm kalım savaşı, kurtuluştu kaostan.
Bu savaş milletimin, varlık yokluk savaşı,
Savaşan Mehmetçiğin, koltuğundaydı başı.
Üşüştü başımıza, dünyanın yabanisi,
Her birisi sanki de, cehennem zebanisi.
Kurdular her cephede, etten, kemikten kale.
Mahşeri aratmazdı, o günde Çanakkale
Haçlı haçın altında, hedef almış hilali
Geldiyse de top yekûn, yaşadı izmihlali.
Bir mühür basılmıştı, dünyanın tarihine
Kim ki şehit düşmezse, küserdi talihine.
Düğüne gider gibi, gittiler şahadete,
Koştular seve seve, en büyük ibadete.
Vatan uğrunda canlar, gittiler birer birer
Şehittir o yiğitler, ölmezler diridirler,
Cephedeydi erkekler, duadaydı hastalar,
Kimi yetmiş den fazla, kimi çocuk yaştalar.
Semadan yağmur gibi, yağıyorken kurşunlar,
Sevindiler giderken, Allah’a kavuşanlar.
Nerde mal mülk sevdası, canlarından geçtiler
Kurşun kurşun, şahadet şerbetini içtiler.
Ne Yâr var akıllarda, nede çocuk hayali,
Hedef tek, canı verip, yüceltmekti hilali.
Birkaç gazisi kalan, tek savaştır cihanda,
Kanatlanıp uçtular, cennete hep bir anda.
Toprak kan kustu o gün, denizler demir yuttu,
Şehitleri O Nebi, kucağında uyuttu.
Ne gerek mezar taşı, ne gerek ona mezar
Bugün tarih onları, altın harflerle yazar.
Namazsız ve Kur’an sız, düşse de bir yanına,
Kefensiz, kanlı yelek, şahittir imanına.
Bir damla şehit kanı, bütün dünyaya değer,
Toprak neye yarar ki, vatan değilse eğer.
Kurtarıp boğazları, şahadete erdiler,
Dünyaya yiğitliğin, bir dersini verdiler.
Gafiller ucuz sandı, oysa paha biçilmez
Sonunda anladılar, Çanakkale geçilmez.
Vatana göz dikenler, azdırdıkça azdılar,
Aslanlar savunmanın, destanını yazdılar.
Okusun bütün dünya, oturup ezberlesin,
Artık ininden çıkıp, yurduma göz dikmesin
Her gazi birer yıldız, şehitler ay ışığı
Bayraksız yaşayamaz bu vatanın aşığı
Bu vatanın evladı, kurbandır bu toprağa,
Düşmanlar rüzgâr olsa, değemez tek yaprağa.
Bir Hilal ki bağrında, yaşatır bu milleti,
Binlerce güneş feda, yaşasın Türk Devleti.
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
Yokluk yoksulluk başta, çökmüştü kara duman
Çanakkale inançla her zorluğa direndi
Zırhlılar ateş kustu, her taraf oldu viran
Batının vahşetini, bütün dünya öğrendi
Tüm dünya çullanmıştı Osmanlı üzerine
Müslüman milletleri kırdırdı birbirine
Herkes koşarak çıktı bu ölüm seferine
İslamın izzetini bütün dünya öğrendi.
Koştu düşman üstüne, kırpmadı gözlerini
Duayla güçlendirdi dermansız dizlerini
Gaziler takip etti şüheda izlerini
Türkün cesaretini bütün dünya öğrendi.
Yediden yetmişine cepheye koştu her kes
Hiç birisi bakmadı dönüp ardına bir kez
Koşunca şahadete vatan için tık nefes
Vatan-bayrak aşkını bütün dünya öğrendi
Kan kokladı yürekler, taşa doydu sineler
Dünya durup seyretti, neler öğrendi neler
Ne yiğitler doğurmuş gözü yaşlı anneler
Türklerin mertliğini bütün dünya öğrendi.
Kan aktı her taraftan, Dereler doldu taştı
Utandı dağlar taşlar, zulüm arşa ulaştı
Türkiye’mde her millet canla başla savaştı
Çanakkale geçilmez bütün dünya öğrendi.
ÇANAKKALE GAZİLERİ SEYİT ONBAŞİ
Çanakkale bir zafer, Çanakkale bir destan,
Şehit kanı mürekkep, gaziler onu yazan
Uçuştular Cennete, hepsi şehit olarak
Tarihe gömüldüler, genç yaşlı, çocuk, kızan
Yer gök ateş çemberi, her tarafta toz duman
Her düşman bir canavar, zırhlılar vermez aman
Gökten kurşun yağıyor, toplarla yarışarak
Orduda büyük silah, çıplak göğüste iman.
O gün çok yiğit vardı, analar az doğurmuş
Mayasını abdestli dua ile yoğurmuş
Düğüne gider gibi gittiler savaşarak
O gün şehit olmayan akşam mahzun olurmuş.
Bir gazi vardı Seyit, baş açık, bağrı yanık,
Bazen türkü söylerdi cephede yanık yanık
Yarı aç yarı toktu, gelmiş dağlar aşarak
Yaş yirmi, el kınalı, vatan için kurbanlık
Hain bir top mermisi geldi onları buldu
Mecidiye Tabyası yer ile yeksan oldu
Bir tek seyit onbaşı, Gazi Ali kalkarak
İlahi bir yardımla savaşmaya koyuldu.
Yalnız üç mermi kalmış toz ve toprak içinde
Kaldıracı bozulmuş, onarılmaz biçimde
İnsanüstü bir güçle, gülleyi kaldırarak
Yolladı birer birer tam istiğrak içinde
İki yüz yetmiş kilo kavradı son mermiyi
Ya Allah ya bismillah kaldırdı o gülleyi
Yaratana sığınıp zırhlıyı batırarak
Haçlının ordusuna vurdu en son silleyi
İşte seyit onbaşı, o gülleyi kaldıran
İşte oydu zırhlıyı üç atışta batıran
Oydu Seyit onbaşı, canı dişe takarak
Gemileri batırıp, Boğazları kurtaran…
Sen Ey Seyit onbaşı sen hala duamdasın
Destanı okudukça hayalen aklımdasın
Al bayrak yad ediyor gökte dalgalanarak
Seni hatırladıkça İnleyen ruhumdasın
Minnettarız onbaşım minnettarız sizlere
Vatan için vuruşup can verdiniz bizlere
Herkes rahmet okuyor isminizi anarak
Işığımız oldunuz mahzun bakan gözlere.
ÇANAKKALE ŞEHİDİNDEN NASİHAT
Ben Çanakkale şehidi, Osmanlının oğluyum,
Yattığım yerden bile, ordumun sağ koluyum.
Bu kutlu gününüzde sizi görmeye geldim,
Ve siz torunlarıma öğüt vermeye geldim.
Biz şanlı bir orduyuz, bükülmez bileğimiz.
Vatan, vatan dedikçe, yanardı yüreğimiz,
Türklük asaletimiz, dinimiz İslamiyet,
Bizi ayıramazlar, yetmez buna güç kuvvet.
Biz bu vatan uğruna, can verdik sevinerek,
Düşmanları alt ettik, top yekun birleşerek.
Yüreğimiz bir çarpar, yurdun her karışında,
Birkaç millet, tek vücut, düşmanın karşısında.
Kimimiz Türk, kimi Kürt, kimi Çerkez kimi Laz,
Çarpıştı tek yürekle, şehitlikti tek niyaz.
Bu vatanın üstünde, yaşadık asırlarca,
Bir ekmeği paylaştık, aç kalsak da aylarca.
Öyle günler gördük ki, bir tayin, birkaç nefer,
Bölüştük dirhem dirhem, başlayınca bu sefer.
Karşımızda ordular, birleşmiş her devletten,
Hepsi zırhlı, silahlı, bizde yürek çelikten...
Toplandılar boğazda, Rusya ‘ya geçmek için,
Çelikten zırhlılarla, yurdumu bölmek için.
Biz Gazi’nin ordusu, canı dişe takarak,
Direndik haçlılara, kanlarımız akarak.
Bir cepheden cepheye, günlerce yürümüştük,
Bir karış vatan için, onlarca şehit düştük,
Semadan kurşun yağdı, zıhlılar top yağdırdı,
Ama kimse yılmadı, düşmanlara saldırdı.
Cephane az olsa da, yürekler çeliktendi,
Bize de o günlerde, şehitler yardım etti.
Yeşil yeşil sarıklı, evliya hep ordaydı,
Aç susuz, çamur cephe, bize sanki saraydı.
Baharda, Mart ayının bir karanlık gecesi,
Döşedi boğazlara, mayın,Nusret gemisi.
Yer yerinden oynadı, toplar ateş kustular,
Yaralı gazilerden inleyenler sustular.
Beş yüz topa karşılık, yüz elli top varidi,
Boğazın sularında, birer birer eridi.
Kalmıştı son bir zırhlı, geçerse boğazlardan,
Yakardı İstanbul’u, biz yoksunduk toplardan.
Tükenmişti cephane, iki mermi kalmıştı,
Ve de topun başında, yalnız Seyyid Çavuştu.
Merminin bir tanesi iki yüz yetmiş kilo
Yaklaştı sahillere, zırhlılardan üç filo
Sarıldı besmeleyle ve gülleyi kaldırdı,
Yolladı bacasından ve zırhlıyı batırdı.
Karıştı akılları, per perişan oldular,
Boğazın sularında, sessizce kayboldular.
Korkmadık hiç ölmekten, tek düşünce bu vatan,
Bir oldu savaşanla, toprak altında yatan.
Kum kapı, Arı burnu,yeşerdi Conk Tepesi,
Birer birer sürüldü, düşmanların hepisi.
Gazi’nin orduları,geldi Anafarta dan,
Püskürttü çakalları, güzel Anavatandan.
Baktılar, anladılar, bu ülke parçalanmaz,
Et tırnaktan ayrılır, ama bunlar ayrılmaz,
Geçerlerde canından, geçmezler vatanından.
Yiğit Müslüman Türkün, bu gelir imanından.
Ey Şehit torunları! Destan size emanet,
Bilirim yiğitsiniz, olmaz sizde hiyanet.
Biz savunduk vatanı, o hain düşmanlardan,
Sende çalış ilerle, geri kalma onlardan.
Bir kardeşlik ruhuyla çalışın, çabalayın,
Birleşin, kuvvetlenin, sakın parçalanmayın.
Yoksa ruhum daralır, benim yattığım yerde,
Helal etmem hakkımı, o dehşetli günlerde.
Sen şehit torunusun, utandırma atanı,
Mahçup etme toprakta, senin için yatanı.
Kasım KAPLAN
Cumhuriyet çocuğunun cevabı
Osmanlı torunuyum, cumhuriyet çocuğu,
Şehit atalarımın, ensemdedir soluğu.
Duyarım, hissederim, her zaman varlığını,
Sizlerle gideririm, gönlümün darlığını.
Emanetin bizdedir, artık çelik ellerde,
Bu kutsal destanınız, söylenecek dillerde.
Yolunuz, yolumuzdur, vatanı korumada,
Her birimiz bir aslan, bu yurdu savunmada,
Canınız pahasına vatanı kurtardınız,
O yokluğun içinde, bize ulaştırdınız.
Bizlerde sıradayız, gerekirse ölürüz
Şehid olur bu yolda, toprağa gömülürüz.
Ama.. ant olsun size, biz çok çalışacağız,
Gözümüz zirvededir, orya ulaşacağız.
Çok asil bir milletiz, pusuyu bozacağız,
Şanlı tarihimizi, yeniden yazacağız.
Doğu batı el ele, hep birlik olacağız,
Medeniyet yolunda, birden şahlanacağız.
Mürşidimiz ilimdir, onu okuyacağız,
Altından sırmalarla, kilim dokuyacağız.
Demokrasi yolumuz, cumhuriyet canımız,
Ondan vazgeçemeyiz, akarsa da kanımız.
Türkiye vatanımız, en kutsal toprağımız,
Canımız, başımızla, onu koruyacağız.
Biz Atatürk Gençliği, yemin ettik burada,
Emanet emin ellerde, müsterih ol orada.
ÇANAKKALEDESTANI
Bir destan yazılmıştı, Çanakkale isminde,
Bin dokuz yüz on beşin, Mart’ın on sekizinde.
O bir destan değildi, masal sayılır destan,
Ölüm kalım savaşı, kurtuluştu kaostan.
Bu savaş milletimin, varlık yokluk savaşı,
Savaşan Mehmetçiğin, koltuğundaydı başı.
Üşüştü başımıza, dünyanın yabanisi,
Her birisi sanki de, cehennem zebanisi.
Kurdular her cephede, etten, kemikten kale.
Mahşeri aratmazdı, o günde Çanakkale
Haçlı haçın altında, hedef almış hilali
Geldiyse de top yekûn, yaşadı izmihlali.
Bir mühür basılmıştı, dünyanın tarihine
Kim ki şehit düşmezse, küserdi talihine.
Düğüne gider gibi, gittiler şahadete,
Koştular seve seve, en büyük ibadete.
Vatan uğrunda canlar, gittiler birer birer
Şehittir o yiğitler, ölmezler diridirler,
Cephedeydi erkekler, duadaydı hastalar,
Kimi yetmiş den fazla, kimi çocuk yaştalar.
Semadan yağmur gibi, yağıyorken kurşunlar,
Sevindiler giderken, Allah’a kavuşanlar.
Nerde mal mülk sevdası, canlarından geçtiler
Kurşun kurşun, şahadet şerbetini içtiler.
Ne Yâr var akıllarda, nede çocuk hayali,
Hedef tek, canı verip, yüceltmekti hilali.
Birkaç gazisi kalan, tek savaştır cihanda,
Kanatlanıp uçtular, cennete hep bir anda.
Toprak kan kustu o gün, denizler demir yuttu,
Şehitleri O Nebi, kucağında uyuttu.
Ne gerek mezar taşı, ne gerek ona mezar
Bugün tarih onları, altın harflerle yazar.
Namazsız ve Kur’an sız, düşse de bir yanına,
Kefensiz, kanlı yelek, şahittir imanına.
Bir damla şehit kanı, bütün dünyaya değer,
Toprak neye yarar ki, vatan değilse eğer.
Kurtarıp boğazları, şahadete erdiler,
Dünyaya yiğitliğin, bir dersini verdiler.
Gafiller ucuz sandı, oysa paha biçilmez
Sonunda anladılar, Çanakkale geçilmez.
Vatana göz dikenler, azdırdıkça azdılar,
Aslanlar savunmanın, destanını yazdılar.
Okusun bütün dünya, oturup ezberlesin,
Artık ininden çıkıp, yurduma göz dikmesin
Her gazi birer yıldız, şehitler ay ışığı
Bayraksız yaşayamaz bu vatanın aşığı
Bu vatanın evladı, kurbandır bu toprağa,
Düşmanlar rüzgâr olsa, değemez tek yaprağa.
Bir Hilal ki bağrında, yaşatır bu milleti,
Binlerce güneş feda, yaşasın Türk Devleti.
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
Yokluk yoksulluk başta, çökmüştü kara duman
Çanakkale inançla her zorluğa direndi
Zırhlılar ateş kustu, her taraf oldu viran
Batının vahşetini, bütün dünya öğrendi
Tüm dünya çullanmıştı Osmanlı üzerine
Müslüman milletleri kırdırdı birbirine
Herkes koşarak çıktı bu ölüm seferine
İslamın izzetini bütün dünya öğrendi.
Koştu düşman üstüne, kırpmadı gözlerini
Duayla güçlendirdi dermansız dizlerini
Gaziler takip etti şüheda izlerini
Türkün cesaretini bütün dünya öğrendi.
Yediden yetmişine cepheye koştu her kes
Hiç birisi bakmadı dönüp ardına bir kez
Koşunca şahadete vatan için tık nefes
Vatan-bayrak aşkını bütün dünya öğrendi
Kan kokladı yürekler, taşa doydu sineler
Dünya durup seyretti, neler öğrendi neler
Ne yiğitler doğurmuş gözü yaşlı anneler
Türklerin mertliğini bütün dünya öğrendi.
Kan aktı her taraftan, Dereler doldu taştı
Utandı dağlar taşlar, zulüm arşa ulaştı
Türkiye’mde her millet canla başla savaştı
Çanakkale geçilmez bütün dünya öğrendi.
ÇANAKKALE GAZİLERİ SEYİT ONBAŞİ
Çanakkale bir zafer, Çanakkale bir destan,
Şehit kanı mürekkep, gaziler onu yazan
Uçuştular Cennete, hepsi şehit olarak
Tarihe gömüldüler, genç yaşlı, çocuk, kızan
Yer gök ateş çemberi, her tarafta toz duman
Her düşman bir canavar, zırhlılar vermez aman
Gökten kurşun yağıyor, toplarla yarışarak
Orduda büyük silah, çıplak göğüste iman.
O gün çok yiğit vardı, analar az doğurmuş
Mayasını abdestli dua ile yoğurmuş
Düğüne gider gibi gittiler savaşarak
O gün şehit olmayan akşam mahzun olurmuş.
Bir gazi vardı Seyit, baş açık, bağrı yanık,
Bazen türkü söylerdi cephede yanık yanık
Yarı aç yarı toktu, gelmiş dağlar aşarak
Yaş yirmi, el kınalı, vatan için kurbanlık
Hain bir top mermisi geldi onları buldu
Mecidiye Tabyası yer ile yeksan oldu
Bir tek seyit onbaşı, Gazi Ali kalkarak
İlahi bir yardımla savaşmaya koyuldu.
Yalnız üç mermi kalmış toz ve toprak içinde
Kaldıracı bozulmuş, onarılmaz biçimde
İnsanüstü bir güçle, gülleyi kaldırarak
Yolladı birer birer tam istiğrak içinde
İki yüz yetmiş kilo kavradı son mermiyi
Ya Allah ya bismillah kaldırdı o gülleyi
Yaratana sığınıp zırhlıyı batırarak
Haçlının ordusuna vurdu en son silleyi
İşte seyit onbaşı, o gülleyi kaldıran
İşte oydu zırhlıyı üç atışta batıran
Oydu Seyit onbaşı, canı dişe takarak
Gemileri batırıp, Boğazları kurtaran…
Sen Ey Seyit onbaşı sen hala duamdasın
Destanı okudukça hayalen aklımdasın
Al bayrak yad ediyor gökte dalgalanarak
Seni hatırladıkça İnleyen ruhumdasın
Minnettarız onbaşım minnettarız sizlere
Vatan için vuruşup can verdiniz bizlere
Herkes rahmet okuyor isminizi anarak
Işığımız oldunuz mahzun bakan gözlere.
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNİ ANMA GÜNÜ 13-18 MART :
Google'da Ara
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNİ ANMA GÜNÜ 13-18 MART