ŞEHİT
Hak için gider savaşa
Yuvasından çıkar şehit.
Ulaşmak için barışa
Cephe yolu tutar şehit.
Şehit, inancı uğruna
Çıkar zevkin doruğuna
Koşar cennet durağına
Topraklarda yatar şehit.
Sevdalıdır bayrağına
Toz kondurmaz yaprağına
Vatan için toprağına
Alkanını katar şehit.
Şüphe yoktur imanına
Paha biçilmez kanına
Bayrak için düşmanına
Kurşunları atar şehit.
Candan sever vatanını
Satmaz ucuza kanını
Vatan uğrunda canını
Yaratana satar şehit.
ŞEHİTLER ÖLMEZ DİRİDİR
Kutsal vatan uğrunda
Canından geçer şehid
Allah’ın huzurunda
Kanıdır ona şahid
Makamı çok yücedir
Paha yetmez kanına
Yolu kıldan incedir
Varmak zor makamına
Kanının bir damlası
Bütün dünyaya değer
Ulaşamaz başkası
Şehit değilse eğer
Rahmetine kandırır
Kan yere dökülünce
Onu rızıklandırır
Rabbim kendi gönlünce
Şehit tahına kurulmuş, candan geçen biridir.
Rabbim Kur’anda buyurmuş, şehit ölmeyen diridir.
Kalp gözüyle bir bakın, görür tam inananlar
Ölü demeyin sakın, ölü değildir onlar.
İlk damla kan akınca,günahlar affedilir
Gazi şehid olunca, makamına yükselir
Cennet onları bekler, tahtlarını hazırlar
Listelere melekler, Allah dostu yazarlar
Şehid, çıkmadan canı, gene savaşmak ister
Şehid olduğu anı, tekrar yaşamak ister.
Cennette bir yer bulan, her insan kalmak ister
Sadece şehid olan, Dünyaya gelmek ister.
Artık Hak divanında, ölmeyen diridirler
Peygamberin yanında, hüzünden beridirler
Çanakkale Şehidinden Nasihat
Ben Çanakkale şehidi, Osmanlının oğluyum,
Yattığım yerden bile, ordumun sağ koluyum.
Bu kutlu gününüzde sizi görmeye geldim
Ve siz torunlarıma öğüt vermeye geldim.
Ben sıradan neferdim, Osmanlı ordusunda,
Size bir örnek oldum, şehitlik konusunda.
Vatan, vatan dedikçe, yanardı yüreğimiz,
Biz şanlı bir orduyuz, bükülmez bileğimiz.
Türklük asaletimiz, dinimiz İslamiyet,
Bizi ayıramazlar, yetmez buna güç kuvvet.
Biz bu vatan uğruna, can verdik sevinerek,
Düşmanları alt ettik, top yekûn birleşerek.
Yüreğimiz bir çarpar, yurdun her karışında,
Birkaç millet, tek vücut, düşmanın karşısında.
Kimimiz Türk, kimi Kürt, kimi Çerkez kimi Laz,
Çarpıştı tek yürekle, şehitlikti tek niyaz.
Bu vatanın üstünde, yaşadık asırlarca,
Bir ekmeği paylaştık, aç kalsak da aylarca.
Öyle günler gördük ki, bir tayin, birkaç nefer,
Bölüştük dirhem dirhem, başlayınca bu sefer.
Karşımızda ordular, birleşmiş her devletten,
Hepsi zırhlı, silahlı, bizde yürek çelikten...
Baktılar, anladılar, bu ülke parçalanmaz,
Et tırnaktan ayrılır, ama bunlar ayrılmaz,
Canından vazgeçerler, geçmezler vatanından.
Yiğit Müslüman Türkün, bu gelir imanından.
Ey Şehit torunları! Destan size emanet,
Bilirim yiğitsiniz, olmaz sizde hıyanet.
Biz savunduk vatanı, o hain düşmanlardan,
Sende çalış ilerle, geri kalma onlardan.
Bir kardeşlik ruhuyla çalışın, çabalayın,
Birleşin, kuvvetlenin, sakın parçalanmayın.
Yoksa ruhum daralır, benim yattığım yerde,
Helal etmem hakkımı, o dehşetli günlerde.
Sen şehit torunusun, utandırma atanı,
Mahçup etme toprakta, senin için yatanı.
Kasım KAPLAN
Mart_2004
Çanakkale Şehidine Cevap
Ben Osmanlı torunu, cumhuriyet çocuğu,
Şehit atalarımın, ensemdedir soluğu.
Duyarım, hissederim, her zaman varlığını,
Sizlerle gideririm, gönlümün darlığını.
Emanetin bizdedir, artık çelik ellerde,
Bu kutsal destanınız, söylenecek dillerde.
Yolunuz, yolumuzdur, vatanı korumada,
Her birimiz bir aslan, bu yurdu savunmada,
Canınız pahasına vatanı kurtardınız,
O yokluğun içinde, bize ulaştırdınız.
Bizlerde sıradayız, gerekirse ölürüz
Şehid olur bu yolda, tarihe gömülürüz.
Ama.. ant olsun size, biz çok çalışacağız,
Gözümüz zirvededir, orya ulaşacağız.
Çok asil bir milletiz, pusuyu bozacağız,
Şanlı tarihimizi, yeniden yazacağız.
Doğu batı el ele, hep birlik olacağız,
Medeniyet yolunda, birden şahlanacağız.
Mürşidimiz ilimdir, ayrılmayız ilimden,
Asla geri kalmayız pozitif bir bilimden
Türkiye vatanımız, bu kutsal toprağımız,
Canımız, başımızla, onu koruyacağız.
Biz imanlı bu gençlik, yemin ettik burada,
Emanet emin ellerde, müsterih ol orada.
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ BÜTÜN DÜNYA ÖĞRENDİ
Yokluk yoksulluk başta, çökmüştü kara duman
Çanakkale inançla her zorluğa direndi
Zırhlılar ateş kustu, her taraf oldu viran
Batının vahşetini, bütün dünya öğrendi
Tüm dünya çullanmıştı Osmanlı üzerine
Müslüman milletleri kırdırdı birbirine
Herkes koşarak çıktı bu ölüm seferine
İslam’ın izzetini bütün dünya öğrendi.
Koştu düşman üstüne, kırpmadı gözlerini
Duayla güçlendirdi dermansız dizlerini
Gaziler takip etti şüheda izlerini
Türkün cesaretini bütün dünya öğrendi.
Yediden yetmişine cepheye koştu her kes
Hiç birisi bakmadı dönüp ardına bir kez
Koşunca şahadete vatan için tık nefes
Vatan-bayrak aşkını bütün dünya öğrendi
Kan kokladı yürekler, taşa doydu sineler
Dünya durup seyretti, neler öğrendi neler
Ne yiğitler doğurmuş gözü yaşlı anneler
Türklerin mertliğini bütün dünya öğrendi.
Kan aktı her taraftan, Dereler doldu taştı
Utandı dağlar taşlar, zulüm arşa ulaştı
Türkiye’mde her millet canla başla savaştı
Çanakkale geçilmez bütün dünya öğrendi.
Çanakkale Gazileri
Çanakkale bir zafer, Çanakkale bir destan,
Şehit kanı mürekkep, gaziler onu yazan
Uçuştular Cennete, hepsi şehit olarak
Tarihe gömüldüler, kadın, erkek, kız, kızan
Yer gök ateş çemberi, her tarafta toz duman
Her düşman bir canavar, zırhlılar vermez aman
Gökten kurşun yağıyor, toplarla yarışarak
Orduda büyük silah, çıplak göğüste iman
O gün çok yiğit vardı, analar az doğurmuş
Mayasını abdestli dua ile yoğurmuş
Düğüne gider gibi gittiler savaşarak
O gün şehit olmayan akşam mahzun olurmuş.
Bir gazi vardı Seyit, baş açık, bağrı yanık,
Bazen türkü söylerdi cephede yanık yanık
Yarı aç yarı toktu, gelmiş dağlar aşarak
Yaş yirmi, el kınalı, vatan için kurbanlık
Hain bir top mermisi geldi onları buldu
Mecidiye Tabyası hemen yerle bir oldu
Bir tek seyit onbaşı, Gazi Ali kalkarak
İlahi bir yardımla savaşmaya koyuldu.
Yalnız üç mermi kalmış toz ve toprak içinde
Kaldıracı bozulmuş, onarılmaz biçimde
İnsanüstü bir güçle, gülleyi kaldırarak
Yolladı birer birer tam istiğrak içinde
İki yüz onbeş kilo kavradı son mermiyi
Ya Allah ya bismillah kaldırdı o gülleyi
Yaratana sığınıp zırhlıyı batırarak
Haçlının ordusuna vurdu en son silleyi
İşte seyit onbaşı, o gülleyi kaldıran
İşte oydu zırhlıyı üç atışta batıran
Oydu Seyit onbaşı, canı dişe takarak
Gemileri batırıp, Boğazları kurtaran...
Oda Niğdeli Ali, Seyidin arkadaşı
Arkadaş ne kelime Seyidin can yoldaşı
O gülleyi Seyidin sırtına kaldırarak
Olmuştu O Seyidin biricik kan kardaşı
Sen Ey Seyit onbaşı sen hala duamdasın
Destanı okudukça ruhen başucumdasın
Al bayrak yad ediyor gökte dalgalanarak
Seni hatırladıkça İnleyen ruhumdasın
Minnettarız gaziler minnettarız sizlere
Vatan için vuruşup can verdiniz bizlere
Herkes rahmet okuyor isminizi anarak
Işığımız oldunuz mahzun bakan gözlere.
Çanakkale Destanı
Bir destan yazılmıştı, Çanakkale isminde,
Bin dokuz yüz on beşin, Mart’ın on sekizinde.
O bir destan değildi, masal sayılır destan,
Ölüm kalım savaşı, kurtuluştu kaostan.
Bu savaş milletimin, varlık yokluk savaşı,
Savaşan Mehmetçiğin, koltuğundaydı başı.
Üşüştü başımıza, dünyanın yabanisi,
Her birisi sanki de, cehennem zebanisi.
Kurmuştuk her cephede, etten, kemikten kale.
Mahşeri aratmazdı, o günde Çanakkale
Haçlı haçın altında, hedef almış hilali
Geldiyse de top yekûn, yaşadı izmihlali.
Bir mühür basılmıştı, dünyanın tarihine
Kim ki şehit düşmezse, küserdi talihine.
Düğüne gider gibi, gittiler şahadete,
Koştular seve seve, en büyük ibadete.
Vatan uğrunda canlar, gittiler birer birer
Şehittir o yiğitler, ölmezler diridirler,
Cephedeydi erkekler, duadaydı hastalar,
Kimi yetmiş den fazla, kimi çocuk yaştalar.
Semadan yağmur gibi, yağıyorken kurşunlar,
Sevindiler giderken, Allah’a kavuşanlar.
Nerde mal mülk sevdası, canlarından geçtiler
Kurşun kurşun, şahadet şerbetini içtiler.
Ne yâr var akıllarda, nede çocuk hayali,
Hedef tek, canı verip, yüceltmekti hilali.
Birkaç gazisi kalan, tek savaştır cihanda,
Kanatlanıp uçtular, cennete hep bir anda.
Toprak kan kustu o gün, denizler demir yuttu,
Şehitleri O Nebi, kucağında uyuttu.
Ne gerek mezar taşı, ne gerek ona mezar
Bugün tarih onları, altın harflerle yazar.
Namazsız ve Kur’an sız, düşse de bir yanına,
Kefensiz, kanlı yelek, şahittir imanına.
Bir damla şehit kanı, bütün dünyaya değer,
Toprak neye yarar ki, vatan değilse eğer.
Kurtarıp boğazları, şahadete erdiler,
Dünyaya yiğitliğin, bir dersini verdiler.
Gafiller ucuz sandı, oysa paha biçilmez
Sonunda anladılar, Çanakkale geçilmez.
Vatana göz dikenler, azdırdıkça azdılar,
Aslanlar savunmanın, destanını yazdılar.
Okusun bütün dünya, oturup ezberlesin,
Artık ininden çıkıp, yurduma göz dikmesin.
Her gazi birer yıldız, şehitler ay ışığı
Bayraksız yaşayamaz bu vatanın aşığı
Bu vatanın evladı, kurbandır bu toprağa,
Düşmanlar rüzgâr olsa, değemez tek yaprağa.
Bir Hilal ki bağrında, yaşatır bu milleti,
Binlerce güneş feda, yaşasın Türk Devleti. Şubat-2014
Gazi Seyit Onbaşı
Çanakkale Harbi bir yaman savaş
Yüreklerde hasret tüm gözlerde yaş
Batarken bir akşam gün yavaş yavaş
Bir gülle patladı tam üzerinde.
Mecidiye Tabya yerle bir olmuş
Bir yaşlı top vardı lifti kırılmış
Zırhlılar boğazda, her yer sarılmış
Allah’a sığındı Seyit Onbaşı
Her taraf kan revan, on dört şehit var
Bir Niğdeli Ali, bir de kendi var
Üstten yağmur gibi mermiler yağar
Yerinden doğruldu Seyit Onbaşı.
Üç tane gülle var kaldıraç kırık
Ayağında yırtık kupkuru çarık
Bedeni sağlamda yüreği buruk
Ali’yi çağırdı Seyit Onbaşı
O ağır gülleyi tuttu niyazla
İki yüz yetmiş beş kilodan fazla
Düşman zırhlıları gelirken hızla
Mermiyi sırtladı Seyit Onbaşı
Kemik sesleriydi duyuldu bir an
İnsanüstü kuvvet, güçlü bir iman
Sırtında dağ olsa kalkardı inan
Ve ayağa kalktı Seyit onbaşı
Bir iki olmadı, tek mermi kaldı
Son gülle, çömeldi sırtına aldı
Yürekten Allah’ın ismini andı
Ve gülleyi attı Seyit onbaşı
Son mermi dosdoğru dümene gitti
Şükür Yaratana isabet etti
Döndü etrafında sonunda battı
Görünce şükretti Seyit onbaşı
Seyit onbaşıydı bu şanlı gazi
Allah ondan razı biz ondan razı
Şehit olmak idi bir tek niyazı
Olmadı sabretti Seyit onbaşı
Sana minnettarız Seyit onbaşı
Seninle kazandık biz bu savaşı
Helal olsun sana akan gözyaşı
Rahat uyu Gazi Seyid Onbaşı. 05.03.2014
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNİ ANMA GÜNÜ 13-18 MART :
Google'da Ara
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNİ ANMA GÜNÜ 13-18 MART