Sokak çocukları hep yok sayılır,
Sormazlar gecenin sessizliğine.
Kirlenmiş ruhlardan koku yayılır
Renk katar taşların hissizliğine.
Gezdiği sokakta parke taşları,
Ökçesiz delikten öper ayağı.
Ya sekiz, ya dokuz ancak yaşları,
İtmiş karanlığa baba dayağı.
Yorganlar karanlık, döşekler toprak,
Üst üste giriftar yorgun bedenler.
İrkilir, üstüne düşse bir yaprak,
Korkuyla yarına isyan edenler.
Kaos halka halka, boynunda zincir,
Yokluk kelepçesi bileklerinde…
Umut, kayıp duygu, gün gün gecikir,
Dudağından kopan dileklerinde…
‘Kim demiş yaşanmaz, işte gökyüzü,
Bak toprak bize de kucak açıyor.
İşte insanlığın öteki yüzü,
Kimisi görmüyor, kimi kaçıyor’.
Adını koymuşlar sokak çocuğu,
Nerede çocukluk, nerede gençlik.
Sokağın koynunda bulmuş yokluğu,
Tek serveti olmuş sonunda hiçlik.
Onlar sokaktayken kaygısız yatıp,
Uyuyan, insanlık suçu işliyor.
Çocuk ta ne bilsin, hayale dalıp,
Ona uzanacak bir el bekliyor. 11.01.05
Kasım KAPLANa
Sokak Çocuğu :
Google'da Ara
Sokak Çocuğu